FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI

Özellikle yazılım, tasarım, buluş üreten şirketlerde meydana getirilen ürünler üzerindeki hak sahipliğinin belirlenmesi konusu büyük önem arz etmektedir.

Bilişim ve yazılım firmasında çalışan yazılımcı, tekstil sektöründe hizmet veren bir tasarımcı bu konuya örnek olarak verilebilir. Bu ve benzeri sektörlerde çalışan işyerindeki emek ve çalışması ile yaratıcılığını kullanarak işverenin ona sağladığı imkanlar ile fikri bir ürün ortaya koyarken tarafların fikri ürün üzerinde ne şekilde hak sahibi olacağının belirlenmesi gerekmektedir. Şayet sözleşme ile belirlenmiş ise eser üzerindeki hak sahipliğine sözleşme hükümleri uygulanırken herhangi bir sözleşme ile hak ve alacakların kime ait olduğu belirlenmemişse fikri ürünün türüne ve ilgili mevzuatına göre kanun hükümleri uygulama alanı bulur.

Fikri ve sınai mülkiyet hakları; eser, marka, buluş sahibinin ticari haklarını koruyan haklar şeklinde tanımlanmaktadır. Fikri mülkiyet hakları; patent, faydalı model, tasarım, entegre devre topografyaları, bilgisayar programları, know-how, ticari sır vb. her türlü fikri ürünler üzerindeki haklardır; kısacası edebiyat, sanat, müzik, mimari vb. gibi eserler üzerinden sahip olunabilecek haklardır. Sınaî Mülkiyet ise buluşların, yeniliklerin, yeni tasarımların ve özgün çalışmaların marka, coğrafi işaret, tasarım, patent veya faydalı model olarak tescili neticesinde hak sahibini koruyan haklardır. 

Eser sahibi eseri meydana getiren kişidir. İşveren- çalışan ilişkisinde eserin sahihi eseri meydana getiren çalışandır. Ancak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”)  uyarınca iş ilişkisinde meydana getirilen eser üzerindeki haklarda tasarruf yetkisinin işverene ait olduğu düzenlenmektedir. FSEK eser üzerindeki hakları maddi ve manevi haklar olarak ikiye ayırmakta ve eser üzerinde sadece mali haklara ilişkin hak sahipliği yetkisini işverene vermektedir. Eser üzerindeki manevi hakların kullanım yetkisi ise ancak çalışanın bu yönde vereceği onay ile mümkün olabilmektedir.